İçinizi titretecek kadar soğuk bir aralık akşamının iş çıkışında,neredeyse koşar adımlarla otobüs durağına vardım.Neyse ki fazla beklemeden gelen otobüse attım kendimi.Üşümemin dışında şanslı bir günümde olmalıyım ki,birkaç durak sonra en önde boşalan yere geçtim.Biraz daha sakinleşen otobüste, hemen hemen ayakta giden yolcu kalmamıştı.Herkes arkadaşıyla tatlı bir sohbete dalmıştı bile.
Sıcacıktı içerisi.İnsan sıcak bir ortamda kendisi daha mı huzurlu hissediyordu ne?Daha mutlu,daha güvende.Soğuk hava ya da ortamda tam zıttı anlamlar olmalı.Tabii ki bu anlamlar kişiye göre değişkenlik gösterebilir.Aslında tercih meselesi.
Üç boyutlu film izlermiş gibi yanımızdan geçen araba ve dolmuşların verdiği heyecana kapılıyordum,otobüsün kocaman ön camından dışarıyı seyrederken.Bayan şoförümüz hünerli elleriyle direksiyonu bir sağa bir sola çevirirken,dikkatimi radyodan yükselen,kadife sesli bir ağabeyimizin sorusu çekiverdi.
''Sevgi neydi?'' diye soruyordu.Peşinden,'' selvi boylum al yazmalım'' filminin repliğiyle cevapladı sorusunu; ''Sevgi neydi'' ? ''Sevgi, iyilikti ,dostluktu.Sevgi emekti.'' Arkasında da sevginin olağan tanımını yaptı.Sevgi, bir kimseye ya da bir şeye duyulan bağlılık.Sanırım eve gidene kadar bu sorunun cevabını düşünecektim.
Sevgi neydi?Hayatımızda değer verdiğimiz birçok insan var.Onlara duyduğumuz sevgilerde çeşitli.Kardeş,anne ,baba,arkadaş,yemek ya da spor sevgisi gibi.Çeşitleri epey bol.Ama gelin görün ki kimse hissettiği sevgiyi tam anlamıyla tanımlayamaz.
Düşündüm,sevgi neydi? Sevgi,anlayıştır;karşımızdakini anlayabilmek.Hoşgörüdür; karşımızdakini hoş görebilmek.Sabırdır.İnsan sadece
sevdiğine sabreder.Paylaşmaktır.Kaybetmekten korkmak,fedakarlık yapmak,sahiplenmek kıskanmak,umut etmektir.Sevgi,ayrıyken bile bir olmaktır.Ya da sevmek Bilal Karabulut'un kitabında bahsettiği gibi,''sevmek sonsuzluğa dokunmaktır.''
Yazımı yine Bilal Karabulut'un kitabında okuduğum güzel bir hikayeyle bitirmek istiyorum.
Ama Ben Onun Kim Olduğunu Biliyorum

Yaşlı adam sabah erkenden çıkmış yolda ilerlerken,bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanır ve hafif yaralanır. Sokaktan geçenler ,yaşlı adamı hemen en yakın hastaneye
ulaştırırlar.Hemşireler,adamcağızın yarasına pansuman yaparlar; biraz beklemesini röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylerler.Yaşlı adam huzursuzlanır ve acelesi olduğunu,röntgen istemediğini söyler.Hemşireler merakla acelesinin sebebini sorarlar. Adamcağız: ''karım huzur evinde kalıyor.Her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim.Geç kalmak istemiyorum'' der.
''Karınızın siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde? diye sorar hemşire.
Yaşlı adam,üzgün bir ifadeyle:
''Ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bile bilmiyor.'' der.
Hemşireler hayretle :
''Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor,neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz'' diye sorarlar.
Yaşlı adam,buruk bir sesle:
''Ama ben onun kim olduğunu biliyorum'' der.
Sıcacıktı içerisi.İnsan sıcak bir ortamda kendisi daha mı huzurlu hissediyordu ne?Daha mutlu,daha güvende.Soğuk hava ya da ortamda tam zıttı anlamlar olmalı.Tabii ki bu anlamlar kişiye göre değişkenlik gösterebilir.Aslında tercih meselesi.
Üç boyutlu film izlermiş gibi yanımızdan geçen araba ve dolmuşların verdiği heyecana kapılıyordum,otobüsün kocaman ön camından dışarıyı seyrederken.Bayan şoförümüz hünerli elleriyle direksiyonu bir sağa bir sola çevirirken,dikkatimi radyodan yükselen,kadife sesli bir ağabeyimizin sorusu çekiverdi.
''Sevgi neydi?'' diye soruyordu.Peşinden,'' selvi boylum al yazmalım'' filminin repliğiyle cevapladı sorusunu; ''Sevgi neydi'' ? ''Sevgi, iyilikti ,dostluktu.Sevgi emekti.'' Arkasında da sevginin olağan tanımını yaptı.Sevgi, bir kimseye ya da bir şeye duyulan bağlılık.Sanırım eve gidene kadar bu sorunun cevabını düşünecektim.
Sevgi neydi?Hayatımızda değer verdiğimiz birçok insan var.Onlara duyduğumuz sevgilerde çeşitli.Kardeş,anne ,baba,arkadaş,yemek ya da spor sevgisi gibi.Çeşitleri epey bol.Ama gelin görün ki kimse hissettiği sevgiyi tam anlamıyla tanımlayamaz.
Düşündüm,sevgi neydi? Sevgi,anlayıştır;karşımızdakini anlayabilmek.Hoşgörüdür; karşımızdakini hoş görebilmek.Sabırdır.İnsan sadece
sevdiğine sabreder.Paylaşmaktır.Kaybetmekten korkmak,fedakarlık yapmak,sahiplenmek kıskanmak,umut etmektir.Sevgi,ayrıyken bile bir olmaktır.Ya da sevmek Bilal Karabulut'un kitabında bahsettiği gibi,''sevmek sonsuzluğa dokunmaktır.''
Yazımı yine Bilal Karabulut'un kitabında okuduğum güzel bir hikayeyle bitirmek istiyorum.
Ama Ben Onun Kim Olduğunu Biliyorum

Yaşlı adam sabah erkenden çıkmış yolda ilerlerken,bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanır ve hafif yaralanır. Sokaktan geçenler ,yaşlı adamı hemen en yakın hastaneye
ulaştırırlar.Hemşireler,adamcağızın yarasına pansuman yaparlar; biraz beklemesini röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylerler.Yaşlı adam huzursuzlanır ve acelesi olduğunu,röntgen istemediğini söyler.Hemşireler merakla acelesinin sebebini sorarlar. Adamcağız: ''karım huzur evinde kalıyor.Her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim.Geç kalmak istemiyorum'' der.
''Karınızın siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde? diye sorar hemşire.
Yaşlı adam,üzgün bir ifadeyle:
''Ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bile bilmiyor.'' der.
Hemşireler hayretle :
''Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor,neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz'' diye sorarlar.
Yaşlı adam,buruk bir sesle:
''Ama ben onun kim olduğunu biliyorum'' der.
Tek kelimeyle harika diyorum..
YanıtlaSilTeşekkürler :) :)
Sil